Kappa tur ile Baştan Başa Büyük İtalya Turu yazı dizisinin altıncısı… Bugün Roma günü.
6.GÜN
İtalya’da 6. günümüz artık iyice İtalyan olduk :)
Ekstra tur olan Castel Romano Outlet Center ve Castel Gondolfo Turu’nu katılmayarak Erdoğan-Gülay, Muhammed-İnci ile birlikte Roma‘yı keşfedecektik. Sabah 9 civarında lobide buluşarak kahvaltımızı yaptıktan sonra otel görevlisinden Roma merkeze nasıl gideceğimizi sorduk. Otelin bulunduğu bölgeden tek bir otobüs geçiyordu, 135 nolu otobüs. Otel lobisinde de 100 dakika geçerli otobüs bileti satılıyordu, 1,5 Euro’ya aldığımız biletler ve Roma haritası ile otelden çıkış yaptık. Otelin yaklaşık 50-100 metre uzağındaki otobüs durağına doğru ilerledik. Otübüs durağı sadece bir direk ve durak isminden ibaretti, oturulacak bir yer yoktu. Hava çok sıcaktı. Durak hemen RAI televizyonun binasının olduğu yerdeydi. Biz ağaçların altına sığınarak güneşten korunmaya çalıştık.
İlk hedefimiz, normalde Kappatur’un bizi getirmesi gereken fakat getirmediği Colosseum idi. Yaklaşık 20 dakikalık bir beklemenin ardından uzaktan otobüs göründü. “Geliiiyoorrrr” diye seslendim arkadaşlara. Otobüse bindik, biletleri okutma gayretimiz ilk etepta başarılı olmadı. Sağolsun şoför beyin yardımıyla biletlerimizi okuttuk. Otobüs çok kalabalık değildi boş bulduğumuz yerlere oturduk. Bizimle birlikte aynı duraktan bir beyefendi daha binmişti. Yollar sakindi. Roma’lılar küçük arabaları tercih ediyorlardı, çoğu yerde Smart araba vardı ve tabiki Vespa motorlar…
Yaklaşık 35 dakikalık bir yolculuğun ardından Stazione Tiburtina‘ya vardık. Şimdi buradan Colosseum‘a gidecektik. Heyecanlıydık. Bugünü Roma’yı gezmeye adadığımızdan metro, otobüs, tranvay vb. araçları 24 saat boyunca sınırsız kullanabilmek için 7 Euro karşılığıda Roma Pass aldık. Hemen Kırmızı Metro hattını takip ederek ilgili perona gittik. 4 duraklık ve yaklaşık 8 dakikalık yolcukluk sonrasında Colosseo durağında indik. Zaten indiğimizde Colosseum önümüzdeydi, bu da bir rüya idi. Yine kendimiz bir şeyler yapmış ve başarılı olmuştuk.
Roma’da metro istasyonları, diğer yerlere göre çok temiz gelmedi gözümüze, bazı istasyonların tenhalığı gözümüzden kaçmadı. Sabah erken saat olmasına rağmen Colosseum çevresi kalabalıklaşmaya başlamıştı. İlk bakışta dışarıdan ihtişamlı görünüyordu, bazı bölümlerinde tadilat olduğu belliydi. Ama sadece dışarıdan görmek yetmezdi, bu nedenle içeriye de girip bakmamız gerekiyordu, içeri kaçak girebilecek bir yer arasak da bualmadık :) Mecburen bilet alıp girmek gerekiyordu. Uzanca bir sıra vardı. İlk başta o sıraya girdik, sonra o sıranın tur sırası olduğunu öğrendik ve diğer daha kısa olan sıraya giriş yaptık. Yaklaşık 15-20 dakikalık bir beklemenin ardından arama noktasından geçerek içeride bulunan bilet gişelerine doğru yaklaştık.
Roma‘da çok fazla Türk turist vardı. Sırada beklerken 2 eğlenceli türk öğrenciye rastladık, onlar da Avrupa turuna çıkmışlardı, çok fazla para harcamadan tatillerini sürdürmeye çalışıyorlardı. Nitekim bilet gişesinde sıra bize geldi. Normalde bilet fiyatları 12 Euro idi, eşim Gülay’ın öğrenci olduğunu fakat kimliğini yanında getirmediğini söyledi, bilet gişesindeki şirin İtalyan beyefendi de bu isteğini yarıda bırakmadı ve bir kişiyi 7,5 euro ödeyerek biz ise 12 euro ödeyerek biletlerimizi aldık. Daha sonra sıradan çıkarak az ilerideki asıl giriş bölümüne ilerledik, biletlerimizi turnikeden okutarak içeriye girdik. İlk olarak üst kata doğru çıktık. Kolezyum’un içindeydik ve buçok heyecan vericiydi.
Kolezyum çok etkileyiciy idi, fakat bizi en fazla şaşırtan kısım zeminin olmayışı idi. Zemin zamanla çökmüştü ve burada istediğimiz görüntüyü görememiştik. Her bir köşesini dolaştık, fotoğraflar çektik(çektirdik), başka ülke vatandaşlarıyla kaynaştık, Kappatur‘un yapamadığını biz yapmıştık, her bir anından zevk aldığımız bir gezi olmuştu Kolezyum bizim için. Para vermiştik, hemen çıkmak istemiyorduk, verdiğimiz parayı iyice değerlendirmek gerekiyordu, o nedenle ayak basmadık yer bırakmamıştık Kolezyum içerisinde.
Koreli sevimli bir aileye rastladık, fotoğraf çekilmek istediğimizi belirttik, onlar da bu isteğimizi kırmadılar, bu fotoğrafta Roma gününden bize geriye kalan en güzel hatıralardan bir tanesi.
Genç çiftler Erdoğan-Gülay, Muhammed-İnci ile güzelce Kolezyum‘u bitirdikten sonra artık adeta bir açık hava müzesi olan Roma’nın diğer yerlerini keşfetmek üzere dışarıya çıktık. Dışarıda biraz soluklandıktan sonra Via dei Fori Imperiali‘den kendimizi aşağıya doğru bıraktık. Artık yol bizi nereye getirirse dedik. Roma’da da kaybolmak istiyorduk… Sağlı-sollu her taraftan tarih akıyordu, her köşede bir iz vardı. Bir süre sonra Piazza Venezia‘ya geldik. Burada fotoğraflarımızı çekilerek dinlendikten sonra yolumuza devam ettik.
Acıkmıştık, dün akşam gitmiş olduğumu 06 Cafe‘nin yolunu tuttuk, Muhammed-İnci’de bu restoranın tadını almalıydı. Pizzalarımızı, makarlarınızı yedikten sonra fazla zaman kaybetmeden yine yola koyulduk. Dün acele ile gezdirilen yerlerden geçtik. Tekrar tekrar her bir köşeyi talan ettik.
Roma sokakları çok keyifliydi, tatlı molasını yine dün gittiğimiz 150 çeşit dondurması olan dünyanın belkide en iyi dondurmacısı Della Palma‘da verdik. İnanılmaz güzel bir tattı bu.
Hava sıcaktı çok susuyorduk, Roma’da 1500’e yakın çeşme varmış, her bir köşeden su içilebiliyormuş, ben sadece birtanesini denedim, fena değildi, fakat yine burada da suya verdiğimiz para gezi paramızdan daha fazla tutmuştu:)
İtalyan’lar turizmden iyi para kazanmayı biliyor. Aşağıdaki resimde buna bir örnek, arkadaşlar kıyafetlerini giymişler, sizleri yanına çağırıyorlar, 2 euro ile 5 euro arasında değişen rakamlarla sizin onlarla fotoğraf çekilmenize izin veriyorlar. Bu tarz kişiler de turistlik mekanları rehin almış durumdalar. Türkiye’deki gibi çok fazla rahatsızlık vermiyorlar.
Roma‘da çok fazla tadilat vardı, hemen hemen her bir köşe tadilatlarla dolu. Biz asıl olan Kolezyum hedefimize ulaşmış olmanın hazzıyla Roma‘da çok güzel zamanlar geçirdikten sonra, artık otele geri dönüş macerası başlamalıydı.
Öncelikli hedef Stazione Tiburtina idi. Buraya gitmek için otobüslere baktık ve uygun bir otobüse binerek yaklaşık 20 dakikalık bir yolculuğun ardından Stazione Tiburtina ya vardık. Metrodan çıktıktan sonra hemen yolun kenarında bulunan peronda 135 nolu otobüsü beklemeye başladık.
Çevrede insanlar pek güven vermiyordu, 15 dakikalık bir beklemenin ardından 135 nolu otobüs geldi. Roma Pass kartlarımızı kullanarak otobüse bindik, otobüs boştu oturacak yer vardı. Otobüs hareket ettikten sonra yine çevreyi geze geze gidiyorduk. Duraklarda farklı bayanlar(!) otobüse biniyorlardı, konuşmaları, tarzları ile her hallerinden hayat kadını oldukları belliydi. Otel bölgesine yaklaştıkça birer otobüs durağı aralıklarla inmeye başladılar. Kappatur‘un bulduğu otel bölgesi işte böyle bir yer idi. Biz de otele yakın otobüs durağında indik. Üst geçitten karşıya geçerken, yerlerde gördüğüm manzalar inanılmaz kötü idi! Sanırım üst geçitte de ilişkiye giriliyordu. Çünkü çok fazla insanın geçmediği, sakin yerlerdi.
Sağ salim otelemize vardık. Gündüz ekstra tura giden kafile de dönüş yapmıştı. İnsanların bazıları lobi de bazıları dışarıda oturuyordu. Biz odaya çıkarak üzerimizdeki yorgunluğu biraz hafifleterek tekrar lobiye ineceğimizi belirttik. O akşam Barcelona-Juventus Şampiyonlar Ligi final maçı vardı. Daha önceden aldığım biram ile lobiye indim. Keyifli maçı izledikten sonra saat zaten geç olmuştu. Günün yorgunluğunu uyuyarak atmamız gerekiyordu. Roma’da 2. günü de bitirmiştik, hem eğlenceli, hem yorucu ama bir o kadar da mükemmel şekilde.
Odalar çok ferah değildi, sıcaktı, havalandırma çalışmıyordu ve oldukça fazla sivrisinek vardı. Uyumamız gerekiyordu, yarın uzun bir gün olacaktı. Artık son durak Napoli idi…
[…] Devamı 6. bölümde… […]
Eee Napoli anıları? 1 solukta buraya kadar okudum. Harika 1 blog. İtalya turu almak üzereyken size rastladım. Aynı şekilde extra turları almadan gitmeyi düşündüğümüz 1 tur (baba-oğul). Ve sizin bloğunuza rastlayana kadar Temmuz ayı için kappa tur aklımdaydı (en iyi fiyat 400 Euro) Şimdi ne yapmam gerektiğini düşünmeye başladım…
Tur tavsiyesinde bulunmamışsınız. Ve ayrıca olumsuz durumlar olarak bahsettiğiniz pek çok durum diğer turlarda da ortak diye düşünüyorum.
Emeğinize ve kaleminize (Klavyenize) sağlık.
Özür dilerim, son günü de buldum. Faydalı bilgiler için teşekkür ederim.