Yazımın ilk bölümünde Lüksemburg Sehayati‘nden bahsetmiştim. Şimdi sırada yeni bir ülke Fransa ve yeni bir şehir Strazburg(Strasbourg) var.
Lüksemburg – Strazburg arasında yaklaşık olarak 250 Km’lik bir mesafe bulunuyor. Biz aracımıza binerek, yola koyulduk. Yol boyunca devam eden sis ve yoğun trafik sonrası, otobandan(12 Euro’luk bir ödeme yapılması gerekiyor) geçerek 13:30’da çıktığımızın Lüksemburg’dan 2,5 saat sonra 16:00 gibi Strazburg’a vardık.
Hemen merkezde, eski şehire yakın, katlı bir otopark(Austerlitz) bularak aracımızı uygun bir yere çektik ardından Strazburg‘un sokaklarını arşınlamaya başladık.
Strazburg hakkında biraz bilgi verecek olursak, Fransa’nın kuzeydoğusunda, Ill nehri üzerinde kurulmuştur. Alsas(Alsace) bölgesi ve Bas-Rhin departmanının başkentliğini yapmaktadır. 1988’de UNESCO tarafından Dünya Mirasları Listesi’ne dahil edilmiştir. Fransa’nın nüfus bakımından yedinci en kalabalık kentidir.
Şehir “Avrupa’nın Başkenti”, “Işıkların Şehri” ve “Noel Başkenti” unvanlarını taşımaktadır. Üniversiteleri uluslararası platformda tanınmış olan Strazburg, aynı zamanda büyük bir öğrenci kentidir. İstanbul ile kardeş şehir olması da bizim için ayrı bir önem arz etmektedir.
İçerikler
Fransız mı? Alman mı?
Bir sınır kenti olduğundan dolayı, diğer tipik Fransız kentlerine benzememektedir. Özellikle Alman ve Fransız kültürünün yoğun özelliklerini taşımaktadır. Şehrin şaraplık bağları çok ünlüymüş(Biz görmedik). Benim görüşüme göre kendini daha çok Alman ekolüne yakın hisseden bir şehir görünümündedir.
Mimari özellikleriyle dikkat çeken Strazburg, Ortaçağ ve Rönesans mimarisinden etkilenmiş tam bir açıkhava müzesi gibi. Lüksemburg seyahatimizden sonra burası daha bir iç açıcı geliyor bize.
Biz tam yeni yıla yakın gittiğimiz için heryer muhteşem süslenmişti, ışıklar, objeler, insanlar, etkinlikler, herşey mükemmeldi. Hafif hava kararmaya başlamıştı ama Strazburg’un tadını çıkarmak istiyorduk. Şehrin en önemli simgelerinden biri olan ve her yerden görünen Notre Dame Katedrali‘ni kendimize yön tayin ederek sokakları dolaşmaya başladık.
Işıklar Şehri Strazburg
2-3 maksimum 4 katlı muhteşem süslenmiş Alsace evleri, ışıklandırmaları göz alıcı. Avrupa’daki en büyük Christmas Market’lerden biri de burada kuruluyormuş, fakat maalesef biz buna yetişemedik. Gittiğimiz gün kaldırılmıştı. Strazburg‘u gezmenin en güzel seçeneklerinden biri de nehir üzerindeki Batorama ismi verilen botlarla keşfetmek, fakat biz bu seçeneği tercih etmeyerek yürümeyi seçtik. Batorama hakkında fiyatlar, güzergah ve kalkış saatleriyle ilgili detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.
Hemen Pont du Corbeau köprüsü üzerinde ilk fotoğrafımızı aldık. Strazburg, Amsterdam’ı biraz andırsa da mimarileri farklı iki şehirdi aslında.
Strazburg adeta gelin gibi süslenmiş. Muhteşem ışıklandırmalar var. Hava biraz soğuk ama pes etmeyeceğiz. Biliyoruz, şehirler dolaşa dolaşa keşfedilir. Sağlı sollu yürüyerek, dar sokaklardan geçerek katedralin bulunduğu ana meydana geliyoruz. Tüm ihtişamı ile Notre Dame Katedrali önümüzde. Gotik mimarinin en önemli yapıtlarından biriymiş. Dünyanın 6. en yüksek Katedrali unvanını elinde tutuyormuş Strazburg Katedrali.
Katedral’in bulunduğu meydan, büyük ve çevresi rengarenk sevimli evlerle döşenmiş ,çoğunlukla evlerin alt kısımları hediyelik eşya satan dükkan veya restoranlarla dolu.
Katedral’in içerine girerek iyice inceliyor ve geziyoruz, standart haline gelen Mum Yakma operasyonumuzu gerçekleştiriyoruz, ardından dışarı çıkıyoruz. Daha sonra dar sokaklardan geçerek Place Kléber meydanına varıyoruz.
Strazburg’da Nereleri Görebilirsiniz?
- Notre Dame Katedrali,
- Rohan Sarayı (Le Palais Rohan),
- La Petite France ve Ponts Couverts (Küçük Paris)
- Kleber Meydanı (Place Kleber)
- Cumhuriyet Meydanı (Place de la République)
- Kammerzell Evi, şehrin en eski evi (Katedral’in bulunduğu meydanda)
- Botanik Bahçesi (Jardin Botanique)
- Gutenberg Meydanı (La Place Gutenberg)
- Alsas Müzesi (Le Musée Alsacien)
- Orangerie Parkı
- Citadelle Parkı
- Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(dışarıdan zaten görünebilecek binalar)
Yolculuğa Devam
Saat artık 19.00 civarı olmuştu. Aracımızı park ettiğimiz otoparka doğru ilerlerken, herkesin hücum ettiği bir markete girdik. Ufak tefek alışverişimizi buradan yaptıktan sonra otoparkın yolunu tuttuk. Hava kararmış ve bizim yola koyulma zamanımız gelmiş. Işıltılı ve Avrupa’nın merkezi olan Strazburg‘u arkamızda bırakarak yola koyulduk.
Şunu belirtmem gerekir ki, Lüksemburg, Strazburg ve Colmar üçgeninde beni en çok etkileyen şehir Strazburg oldu.
Yine yeniden görüşmek üzere diyerek Colmar’a doğru ilerliyoruz.
[…] Serinin devamı 2. bölüm Strazburg […]