Her sene klasik olarak konuşulan bu kış çok sert geçmedi yazı sıcak olur cümlesi bu yaz da şık diye oturdu tam yerine.
Gündüzleri normal ısıda, geceleri serin gecen Haziran ayı sonrası, Temmuz itibari ile sıcaklar bastırdı. Daha bunun Afrikası var, pastırması var, çölü var. Biz daha en başındayız. Ramazan Bayramı sonrası artan aşırı sıcaklar, tüm canlıları etkiler vaziyete geldi. Nefes alınamaz, hatta sokakta gezemez hale geldik.
Artık dünyanın sıcağı sıcak değil, soğuğu soğuk değil, peki aman neden? Nedeni çok basit ekolojik denge…Ne kadar fazla ormanları yok ederseniz, ekolojik dengeyi o kadar fazla bozarsınız Türkiye’de yapıldığı gibi…
Sıcak hava tüm dengemizi bozuyor, bizim olduğu kadar diğer canlılarında dengesini bozuyor. Bu sıcak havalarda sokak hayvanlarına bir nebze olsun katkımız olsun. Bir tas su koyalım evimizin önüne, bahçeye, sokağın bir köşesine. Bir can kurtarırız belki. Biz rahat evimizde sıcakta uyuyamazken, sokakta gezemezken peki o dilsizler ne yapsın? Sesini çıkaramayan o minik bedenler ne yapsın?
Mevsimler değişti, Haziran dedin mi gelen yaz artık Temmuz’da gelmeye başladı. Kasım’da gelen kış, artık Aralık’ta gelmeye başladı. Mevsimler şaştı, zaman değişti, insanlar değişti. Mutasyona uğradık sanki son zamanda…
Evde, sıcaktan yatılmıyor, otursan oturulmuyor, iş yapmak istesen yapılmıyor. Gecelerin yargıcı oldum son zamanlarda. Anneannem söyler “Gecelerin yargıcı yoktur” diye. Yargıcı olmayan geceye elveda. Şimdi dinlenme vakti. Sıcaktan yorgun düşmüş bedenimle, uykuya hasret yaz gecesinde. Yat ve gözleri kapa, iyi düşün iyi olsun, gerçeklerinle yüzleş…
O zaman hadi uyuyalım ve uyumamayı başka zamana bırakalım. Şimdi uyuma vakti…